SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3335 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ ح و حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ عَنْ يُونُسَ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ قَالَ لِي ابْنُ الْمُسَيَّبِ إِنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ الْحَلِفُ مَنْفَقَةٌ لِلسِّلْعَةِ مَمْحَقَةٌ لِلْبَرَكَةِ قَالَ ابْنُ السَّرْحِ لِلْكَسْبِ و قَالَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

 

Ebû Hureyre (r.a), Rasûlullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittiğini haber vermiştir:

 

“Yemin; (sahibinin zannınca) malın revacına, (aslında) bereketin mahvına sebeptir."

 

İbn Şerh; (bereketin yerine),”kazancın" demiştir.

 

İbn Şerh; "Saîd b. el~Müseyyeb'den, o Ebû Hureyre'den, o da Hz. Nebi'den" demiştir.

 

 

İzah:

Ebû Davud'a hadis, hem İbn Şerh, hem de İbn Vehb'den intikal etmiştir. Metin, İbn Vehb'in rivayetidir, İbn Vehb'in rivayeti: "...bereketin mahvı" şeklinde olduğu halde, İbn Serh'inki, "...kazancın mahvı" şeklindedir. Ayrıca hadisin isnadını ifade tarzında da rivayetler arasında küçük bir fark vardır.    

 

Buhari, buyu': Müslim, müsâkât; Nesâî, buyu'; îbn Mâce, licârât; Ahmed b. Hanbel, II, 235, 242, 413.

 

Hadisin, Buhari ve Müslimdeki rivayetleri de Ebû Hureyre'dendir. Ayrıca, İbn Mâce'de ve Müslim'de aynı manaya gelen fakat sözleri biraz değişik bir hadis Ebû Katâde'den rivayet edilmiştir. Bu rivayetin sözleri şu şekildedir:

 

"Alışverişte yemin etmekten sakınınız. Çünkü yemin (önce) malın re­vacına sebep olur. Sonra ise onu mahveder."

 

Görüldüğü gibi hadis-i şerifte, kişinin malını satmak için yemin etmesi­nin caiz olmadığı ifade edilmektedir. Yemin etme iki suretle olur:

 

a) Yalan yere, yani malda olmayan bir özelliğin olduğunu iddia ederek,, bir kusurunu gizleyerek veya kendisine pahalıya mal olduğunu söyleyerek yemin etmek. Şüphesiz yalan yere edilen yemin, ticaretin dışında olduğu gi­bi ticarette.de haramdır, son derece günahtır.

 

b) Yalan yere olmamakla birlikte, malın revaç bulmasını, satışını sağla­mak için edilen yemin. Hadiste, men edilen yeminin, yalanla kayıtlı olmayı­şı; bu şıkkın da hadisin hükmüne girdiğini gösterir. Dolayısıyla, yalan ol­masa bile satış esnasında yemin etmek doğru değildir. İmam Nevevî bu ko­nuda şöyle der: "Zaruret yokken, yalan yere olmasa bile yemin etmek mek­ruhtur. Hele bu, malın rağbet görmesini temin için olursa daha da fenadır."

 

Hadiste; malını satan kişi yemin edince belki bunun; malın satımına fayda sağlayacağı fakat sonuç itibarıyla bereketi alıp götüreceği belirtilmektedir. Bu, "Allah faizi mahveder, sadakaları artırır. Hem Allah (faiz helâldir, di­yen) koyu kâfirleri, i?ok günahkâr olanları sevmez."[Bakara 276] mealindeki âyetin gü­zel bir tefsiridir. Bu âyet-i kerimede; faiz ile, görünüşte çoğalıyor zannedi­len malın gerçekte azala azala tükeneceği; görünüşte malı azalttığı zannedi­len sadakanın da aslında malı azaltmayıp, bereketlendirdiği ifade edilmek­tedir. Abdürrezzak'm Ma'mer'den rivayet ettiği şu hadis, bu gerçeği daha açık bir biçimde ortaya koymaktadır: "Biz, faizin kazancı üzerine kırk sene geçmeden muhakkak mahvolur, buyurulduğunu işittik,"

 

Üzerinde durduğumuz hadiste de, yeminle artan ticaretin, görünüşte bir artış sağladığı ama aslında bunun bereket ve kazancın mahvına sebep oldu­ğu belirtilmektedir.- İbn Mâce'nin rivayet ettiği bir hadiste; Allah (c.c)'ın kı­yamet gününde üç grup ile konuşmayacağı, onlara rahmet nazarıyla bak­mayacağı, onları temize çıkarmayacağı belirtilmiş ve yalan yeminle malına revaç sağlamak isteyenler bunlar arasında sayılmıştır.

 

İbn Mâce'nin bu rivayeti, mal satmak için yemin etmenin kötülüğünü ifadede daha açık ve daha kesindir.